N.Arın
her huyunu, her halini, kokusunu, yüz ölçümünü ezbere bildiğin,
yanında huzur bulduğun ve sevdiğin insanlarla birlikte olmak istersin hep...
hayatı onlarla yaşamak, onlarla gezmek, sohbet etmek, onlarla yaşlanmak...
sıkıntılıyken onlarla dertleşmek, içimizi dökmek...
iş kendine bakmaya/yüzleşmeye ( terapi) geldiğinde ise tam tersi geçerlidir, hiç tanımadığın bir insan en iyi sonucu verir...
seni can kulağıyla ve önyargısızca dinleyen bir yabancıya içini dökmek, yaralarını, zayıflıklarını, suçluluklarını dile getirmek...
işte bu iyi gelir insana...
arkadaşın, akraban, sevgilin olmayan,
sevgi, nefret, kırgınlık, kızgınlık ,kin veya acıma hissetmediğin,
alttan alta rekabet etmediğin, küçümseme veya hayranlık duymadığın,
dolayısıyla sana itici veya çekici gelmeyen birisine
zaaflarını, utançlarını, acılarını anlatmak...
işe yarar...
işe yarar çünkü böylece sadece kendine, içine, hayatına, duygularına odaklanabilirsin...
onun seni dinlediğini, anladığını görmek, hayatına dışarıdan bakan birinin bakış açısını dinlemek iyi gelir...
tanıdık birisiyle özeli paylaşmanın getirdiği
"hakkımda ne düşünecek şimdi, başkalarına anlatır mı, benden uzaklaşır
mı, sevgisi azalır mı..." gibi kaygılar, korkular olmadan sadece kendine
ve hayatına dalarsın..
onun sorularının, sözlerinin, yüzleştirmelerinin
altında art niyet, ima, laf sokma, gönderme vb. aramazsın...
çünkü o bir
yabancı...
sana yalan söylemesi gerekmiyor, sürekli övmesi, pohpohlaması gerekmiyor, sadece duymak istediklerini söylemesi gerekmiyor, bu yüzden sözleri kulağına dürüst, inanılır ve kabul edilebilir gelir...
bu yüzden onunla anılar, yaşananlar, söylenenler,
söylenmeyenler, yapılanlar, yapılamayanlar üzerine konuşurken bazı
şeylerin farkına varmaya\yüzleşmeye başlarsın...
mesela
bencilliğinle\narsizminle yüzleşirsin; insanları kullanma eğiliminle,
sürekli talepkar davranırken, verici olmamanla, insanları senin
ihtiyaçlarını gideren birer nesne gibi kullanıyor olmanla,
sömürücülüğünle, yalancılığınla...
kötü niyetinle yüzleşirsin...intikam almak isteyen,
kin tutan, kıskanan, nefret eden, zarar vermek isteyen yanınla...
zayıflıklarınla, çaresizliğinle, kendine güvensizliğinle, kendini beğenmemenle , çocuk gibi sürekli onaylanma, takdir görme isteğinle yüzleşirsin sonra...
utanırsın bunları görünce, suçluluk duyarsın ama iyi gelir, görmezden gelmekten vazgeçersin...
işte bunları kabullenmekle başlar iyileşme, değişme...
işte bunları kabullenmekle başlar iyileşme, değişme...
çünkü Yalom'un dediği gibi "en iyiye giden yol en kötüye bakmaktan geçer"