M.J.Marianof
insanın,yanında rahatça saçmalayabileceği, saçmalarken onu ilgiyle dinlemeye devam eden arkadaşları olmalı...
saçmalıklarını, takıntılarını, arızalarını görmezden gelen ve hala "sevilebilir" olduğunu hissettiren arkadaşları...
sen kendini çöpe attığında sana bulunmaz hint kumaşı muamelesi yapan, hala sana inanmaya devam eden...
dengesiz davransan da kendini "normal" hissettiren arkadaşları...
sen kendine tahammül edemezken sana tahammül etmeye devam eden,
kendin için yaşayamazken onun için yaşamanı isteyen, sadece sesini duymanın bile dünyayı yaşanabilir kıldığı arkadaşlar...
birlikte abuk sabuk hayaller kurduğu, fikirler ürettiği, yanında çocuklaşabildiği, kendiyle dalga geçebildiği, utanmadığı..
hatta rahatça küfredebildiği...
gördüğü, yaşadağı şeyleri "bunu ona anlatmalıyım" dediği...
arada senle dalga geçen, bazen kendinle yüzleştiren
arkadaşları...
akrabalık arkadaşlıktan önde gelir çoğu zaman...
kan bağın olmasına rağmen pek anlaşamadığın, paylaşamadığın, ayrı gezegenlerde yaşadığın, komşun olsa görüşmeyeceğin insanlarla yıllar yılı görüşürsün de, senin ruhunu okuyan insanlarla uzak düşersin kimi zaman...
bir yerde "arkadaşlar kendi seçtiğimiz akrabalarımızdır" diye okumuştum,
ne kadar güzel ne kadar doğru söylenmiş bir söz..
kendi seçtiğim akrabalarıma sevgilerimle...